28 Mayıs 2021 Cuma

Tutsak




Bir kadın atasözü der ki “Ben söyledikten sonra yapmanın ne anlamı var,”.

Yıllarca en çok alıntıladığım ve belki en çok inandığım sözlerden biri oldu.
Çünkü çok hesaplı ve sorguluydum.
Söylemeden anlaşılması bana verilen dikkatin bir ölçüsüydü.
Eğer bir şeyleri fark etmeyip yapmıyorsa merak etmiyordu.
“Ne kadar akıllı ve ne kadar yanılgı içindeymişim.”
Hesaplı olmanın kendi içinde güzel savunmaları vardır. Bu da onlardan biriydi.
Aşkın da insanı test etmesinin birden çok yolu vardır. Ve benim bu savunmam bu testlerin çoğundan kaçmaktan başka bir şey değildi.
Çünkü böyle olunca daha çok seven olmak garanti idi.
Hem de istendiğinde yapılan şeylere verilen emeğe de dudak bükebiliyordum.
Ama en önemlisi istemenin o çığ gerçekliğinden kaçmaktı.
İtiraf.
İstek,
Tutku,
Bağ.
Bunlar için savunmasız olmak, istediklerimizden utanmamak, istenen olmadığında da aşkın o durumdan çıkabileceğine inanmak demekti.
Belki bu yüzden kendi kendimize söyleyemediğimiz şeyleri anlatan şarkıları daha çok sevdik.
Gel diyen,
Gitme diyen.

Dokun bana bana dokun ne olur
Hasretinden öldüm
Kopar zincirleri yeniden gel
Durmadan gel hep gel

O en derindeki o çığ duyguya yansıyan şarkıları.  Başkasından dinlemek belki daha kolaydı.
İstemenin, ihtiyaç duymanın dile gelmesi için o korkunun içinden geçmek lazımdı.
İsteklerimizin önemsiz olması korkusundan, geçersiz olmasından.

Bir kız çocuğu düşünün.
Akşam babasına bana ne aldın diye soran
Ya da annesine saçlarımı örsene diyen bir kız çocuğu.
İşte bu saf istek. Çırılçıplak.
Zamanın içinde yavaş yavaş kaybediyoruz bunu.
İnce ince.
İstemek zor geliyor ama içimizden bekliyoruz.
Aslında kendi kalbimizi en çok kendimiz kırıyoruz.
Aşkımıza güvenmiyoruz, testlerden kaçıyoruz.
Bunu ancak şimdi anlıyorum.
Savunmasız istiyorum diyebildiğim Günde.
Olsa da olmasa da.
Aşkın içinden yanarak geçmek istediğim günde. 
Durduk yerde çürümelerinden usandım.
Çiğ arzularımı ateşe attım.

Ben sana tutsak sen bana yasak
Gel günahlarla korkularla gel
Ben savunmasız çırılçıplak
Sen hesaplarla sorgularla gel



1 yorum:

  1. Artık demir almak günü gelmişse zamandan
    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

    Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

    Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

    Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
    Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

    YanıtlaSil