Kesinlikle içeriğinde aldatma olanlar değil.
Onlar içimizdeki sevgi yok olduktan sonra dinlenecek şarkılar, ya da artık iş intikama bindiğinde..
Beklenmedik bir aldatmanın ardından genelde gelen his, çok garip bir şekilde şöyle gelir:
Neden?
Neden ilişkimizdeki sorunlar daha önce aldatmaya neden olmadı da şimdi oldu?
Ben kötü bir sevgili miyim?
O kızda olup bende olmayan ne var?
Neden insanlar yalan söylediğinde anlayamıyorum?
En azından benim gördüğüm kimse hemen ne pislik herif falan demiyor, özellikle aldatan kişi bunu itiraf edip hele de bununla ilgili kendini kötü hissettiyse...
Acı gerçek şu ki, duygular öylece yok olmuyor. Aldatılmış olsak da o an hala o adamı seviyor oluyoruz.
Genelde böyle kısa süreli, bir iki gecelik, yapan kişinin sonradan kötü hissettiği aldatmalar için şöyle düşünürüm.
Bazen bir erkek evde güzel bir yemek olduğunu bilir, onun orada olmasından memnundur da.
Ama sokakta yürürken duyduğu kokular bazen ilgisini çeker. Taze ekmek kokusu, taze kahve kokusu...Eğer bu yemek bedava veya deneme amaçlıysa...Eve de götürme zorunluluğu yoksa erkekler bazen evdeki yemeği göz ardı edip denerler.
Böyle düşünmek iyi gelir. Genelde aldatılan arkadaşlarıma da bunu derim. Sorun sende değil. Sorun o kızda. Hatta sevgilinde bile değil.
Şöyle tatlı bir ayıcığa vurmaya benzer bazen: yüzleşmek.
İşte aldatsa da o senin sevdiğin adam ve gene de öylece vuramazsın. Kıyamazsın.
Aldatılmanın laneti.
Öyle zamanlarda neden bilmiyorum ama Lana del Rey'in iki şarkısı bir şekilde çok faydalı oluyor.
Birisi Diet Mountain Dew birisi de This is What Makes us Girls.
Şarkının girişinde güzel mutlu günler arkasından da kız arkadaşların desteği var.
Aldatılınca yalnız kalmak iyi değil, o yüzden iyi ki yakın arkadaşlar var.
"While she starts to cry, mascara runnin' down her little Bambi eyes:
"Lana, how I hate those guys."
( Ağlamaya başladığında, maskarası küçük ceylan gözlerinden süzüldü:
" Lana, o çocuklardan nasıl da nefret ediyorum.")
Kaçımız gidip en yakınımıza, nefret ediyorum nefret demedik ki, kim nefret etmediğimizi bilip de bunu onaylamadı.
"This is what makes us girls
We all look for heaven and we put our love first
Somethin' that we'd die for, it's our curse
Don't cry about it, don't cry about it
This is what makes us girls
We don't stick together 'cause we put our love first
Don't cry about him, don't cry about him
It's all gonna happen
( Bizi kız yapan şey de budur
Cenneti arar ve önceliği aşkımıza veririz.
O uğrunda ölebileceğimiz şeye, bu bizim lanetimiz
Ağlama bunun için, ağlama bunun için
Bizi kız yapan şey de budur
Birbirimize yapışmıyoruz, çünkü aşkımıza öncelik veriyoruz
O adam için ağlama, o adam için ağlama
Bunlar hep olacak şeyler)
Evet, burada meseleyi kızlar erkekler diye ayırıp, bizim aşkımızı her şeyden önce koyduğumuzu erkeklerin bunu böyle yapmadığını söylemek de oldukça etkili tabii.
Abartmadan, o pislik için ağlama, değmezmiş demek en yakın kız arkadaşın ulvi görevidir.
O yüzden aldatılmışsak ve o an acil durum telefonlarından uzaktaysak kesinlikle bu şarkı
en yakın arkadaş yanımızda etkisi veriyor.
İkincisi,Diet Mountain Dew ise daha çelişik duyguların şarkısı:
"I'm not gonna listen to what the past says"
(Geçmişin ne dediğini dinlemeyeceğim)
...İşte geçmişteki o güzel günleri düşünmeyeceğim.
Geçmişe bakarak yaşanmaz hali..
"Take another drag, turn me to ashes
Ready for another lie"
( Bir ilaç daha, beni küle çevirsin,
Bir yalana daha hazırım)
Aslında burası hem terk edilme hem aldatılma sonrası için gayet uygun.
Drag mrag diyor ama gerek yok.
Zaten her sigara, her damla alkol hatta bazen üst üste yenen çikolatalar da aynı hissi veriyor.
Hep yanıp hem de küle dönmek... Hem için için öfke, kıskançlık üzüntü ile yanıp her seferinde küle dönme hissi..
Küle döndükçe de..
"Ready for another lie..."
Bu aşamaya kolay gelinmiyor ama..Bayağı bir küle dönmek lazım..
Evet diyorsun, hazırım.
"Do you think we'll be in love forever?
Do you think we'll be in love?"
( Sonsuza dek aşık olacağımı düşünüyor musun
Aşık olacağımızı düşünüyor musun?)
Bu zaten bir numaralı rasyonalizasyonlardan.
İşte zaten ne kadar sürecekti? Ayrılacak mıydık? Aşkın ömrü zaten 3 yıl.. Bu sözleri dinle, sonra başınla onayla..
"Diet Mountain Dew, baby, New York City
Can we get it now, low, down and gritty?"
Ya sadece şu iki satır üzerine tek başına bir yazı yazılabilir.
Bu içeciği sanırım, sade gazoz olmasına rağmen kafein oranı çok yüksek diye seçmişti Lana Del Rey, zararsız ve şeffaf görünümünde ama çarpıyor mu diyor New York City için bilmiyorum ama konuyu dağıtmayayım, yoksa gritty ve indie ilişkisine girmek lazım.
Ama şimdi düşük ve güçlü olabilir miyiz diyor?
Aldatmaya uyarlarsak ki bu söz çok yere uyabilir.
Aldatılmanın insanı düşürdüğü bir nokta var: Low
İçine sürüklediği bir ruh hali var: down
Bir de hala seviyor olmanın ve bunu hazmedememenin verdiği bir sinir gücü var: gritty
Bir de biz diyerek içteki o özlem duygusu da katılabilir.
Hatta bazen hala beraber gibi hissedersin.
Daha açığı şöyle:
"You're no good for me, baby
You're no good for me
You're no good for me
But baby I want you, I want you"
(Bebeğim bana hiç iyi gelmiyorsun ama seni yine de istiyorum)
İşte pişman da olsa, tek gecelik de olsa aldattı. Artık sana göre değil ama hala istiyorsun. Lanet, lanet.
Bakınız: o pis adamı neden seviyorum?
"Maybe I like this roller coaster
Maybe it keeps me high"
(Belki bu hız trenini seviyorum,
belki kafamın hep iyi olmasını sağlıyor)