-Who's there?
- French revolution.
Bu filmi izleyeli yaklasik bir sene oldu ama bu yazdigim sahne ve ikisinin olumu bu filmi aradan cok zaman gectiginde akilda kalan son sahne olmaya aday.
Enjorla..Lider. Granterie nihilist diye bilinse de asik olunasi.
Filmle ilgili degil daha cok beni en cok etkileyen sarkilariyla ilgili bir seyler yazmak istiyorum, filmi yeniden degil aklimda kalan carpuk curpuk haliyle yorumlamak cok da dogru olmaz gibime geliyor ama biraktigi duygunun bugune tasidigi anlam icin hala soylenecek bir seyler var.
Black - the dark of ages past!
Red - a world about to dawn!
Black - the night that ends at last!
Red-I feel my soul on fire!
Black- My world if she's not there!
Red -The color of desire!
Black -The color of despair!
dava ve ask yanyana olabilir mi, bir insan davaya odeyebilecegi bedelleri bilerek mi girer ya da bilmesi onu nelerden alikoyar?
Tek bir insanin hayati burada ne kadar onemli bu durumda? Dunyayi yok olustan kurtarmaya calisanlari dusunuyorum bir de dunyayin renklerini degistirmeye calisanlari; ne kadar yakin ne kadar uzaklar filmlerde dahi olsa.
Marius...sag kalanin suclulugu ile arkadaslarinin arkasindan soyluyor..
Oh my friends, my friends, don't ask me
What your sacrifice was for...
Yapabilecek misin Marius, devam edebilecek misin? Yarin icin, hic gelmeyen yarinlar icin sarkilar soylemis insanlarin arkasinda o yarinin geldigini goren insan ne hissedebilir?
That I live and you are gone.
There's a grief that can't be spoken.
There's a pain goes on and on.
O ikisinin olumu...yanyana... bayraklari yukarida..
Olumu ayakta karsilayabilmekle bile adlandirilamyacak kadar guclu bir inancla kursuna dizilmek.
Phantom faces at the window.
Phantom shadows on the floor.
Empty chairs at empty tables
Where my friends will meet no more.
Sonra arkada kalan nasil devam edecek, o bos odalarda, hani bu amerikan filmlerinde hedefe ulasirken feda edilenlerden hic bahsedilmez ya burada oyle degil. Cunku onlar kirmizi ve siyah sarkisinda goruldugu gibi birbirlerinden etkilenen guc veren koruyan arkadaslardi ve kalanlar simdi ne yapacaklar?
From the table in the corner
They could see a world reborn
And they rose with voices ringing
I can hear them now!
The very words that they had sung
Became their last communion
On the lonely barricade at dawn.
Anilar, olumsuzlugun yapi taslari, acinin ve bugunun olagelme seklini gormemizi saglamis aynalar. o kosedeki masada sarki soylediler, bu masa artik varligini sadece masa olarak surdurebilir mi?
Bu film tabiki samdanlari, ve bir annenin ve bir polisin hikayesi olarak de ele alinabilir ama bilirsiniz bazen bir filmde bir karakterin olmesi yarasi kapansa da izi kalacak izler birakir. 2 karakterin olmesi bu izi iki de bir hatirlatir.
Dunyanin ve insanlarin durgun ve degisken taraflari, hareketin ve eylemsizligin dinamiklerinin karsi karsiya durdugu bu evrende savasin sonu var olacak gibi gorunmuyor. Gidilebilecek son bir nokta, durulabilecek bir yer yok. Bu herhalde en basindan konmus bir kural. Ama dinamizmi tasiyanlar, ugrunda bedel odeyenler, arkada kalanlar, yeni dengenin statikcisi olanlar arasindaki savasta karsi karsiya olmak ne zaman olum getirmeyecek?
Soruyor ya kadin? Onlari yan yana yatarken gordunuz mu?
Gorduk de basip gectik her seferinde.
Bu da sandalyelerin dolu hali:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder