26 Mayıs 2018 Cumartesi

Sevdanın (Şanssız) Yolları




Gidilebilecek çok fazla yol yok aslında.

Sevginin yolu da sevgisizliğin yolu da nihayetinde düş kırıklarıyla dolu olabiliyor.
Düş kırıklığının en kötü tarafı, sadece yaşamaktan değil yaşamamaktan da olmasında.



Ünlü bir replik üzerinden gidersek "Harika aşk ile doğru aşk arasında bir fark var".





Gidilebilecek birinci yolda doğru aşk arzusu var.


Bazıları için sevdanın yolu, o doğru kişiyi beklemek, o doğru kişi ile karşılaşıp her şeyin olabilecek en iyi haliyle geçmesini ummak.

Beyaz atlı prensler, kendilerini anlayacak, çocuklarını doğuracak kadınlar.

Tabii doğru kişi beklenirken, kimsenin o  hayale uymayıp sürekli elenmesi. Kimsenin "o" doğru kişi olmaması.





Bill Evans- Some Day My Prince Will Come





Bu yol 25 yaş civarından sonra eğer beklenen doğru kişi hala gelmediyse, sonsuza kadar çıkılan merdivenler gibi hissettirmeye başlıyor.

O doğru kişi olabilecekler artık daha da doğru hissettirmemeye başlıyor.
Kusurlar
Kusurlar
Kusurlar

Hiçkimse kalbinizi teslim edeceğiniz kadar güvenilir ya da doğru gelmemekle beraber artık siz de aramaktan yorulmuş oluyorsunuz.

Ve sonra "an gelir/
paldır küldür yıkılır bulutlar"

Görülen o ki sizi kimse beklemememiştir.
O doğru adamı görseniz bile, o birçok şey yaşamış sizin beklentileriniz onun için ütopik efsaneler haline gelmiştir.

Artık beklemek bildiğiniz en iyi şeyden bildiğiniz tek şeye dönüşmüş ve doğru kişiye dokunmak için ellerinizle kırıp geçmeniz gereken ve canınızın yanmasından korktuğunuz bir cam oluşmuştur.


Aleyna Tilki- Yalnız Çiçek




Artık doğru kişi "ayrı iklimin" insanı olduğundan aynı zamanda hem hasretinden sararıp solduğunuzun hem de kabuğunuzdan çıkma korkunuzun adı olmuştur.

Sürekli yolda olmanın yorgunluğu içinizi sızlatır.






Gidilebilecek diğer yol "harika aşkın" yoludur.

Hislerin peşinden giderek, inanarak.

Birinin gözünün içinde durmanın,
Mesaj beklemenin
Köşe başı buluşmaların
Rüyalarda görmenin
Her şey güzel olacak hayallerinin yolu



Lana Del rey-Video Games


"It's you, it's you it's all for you
Everything I do
Tell me all the time 
Heaven is a place on earth with you"


Taylor Swift-Ours

"I like the gap between your teeth"



Gıdıklamanın bile, gülmenin bile bir süre sonra nefessiz bırakıp acı verdiği düşünüldüğünde mutlu aşklar da bazen hep mutlu gitmez. Doğası gereği.

Şansa bağlı durulabilecek yollarda yaşanmış acılar da yok değildir.

Benim gördüğüm, aldatmalar, terk etmeler, alkol-şiddet sarmalı, metresler...

Bazıları şanslı oluyor ya da acı verse de o yolun orasında kalmaya devam ediyor. Bu yazı şanssızlar ve yola devam edenler üzerine. Kırıklarıyla beraber.


Sertab Erener- Aşk Ölmez 



"Hatalar, yeminler,
Bitişler, başlangıçlar,
Yalanlar, suskunluklar,
Kıskançlıklar, terk edişler,
Pişmanlıklar, yalvarışlar.."


Kırıklarıyla devam edenler. Yeniden inanıp vazgeçmiyor bazen.

Bazen yüzlerinde "ben bu filmi daha önce seyretmiştim" ifadesi.

Bu da başka türlü yoruyor.

Artık kimseye kendini anlatmak istemediğin,
Kimsenin çayı kaç şekerli içtiğini öğrenmek istemediğin bir noktaya geliyorsun.

Kesiklerden ve kırıklardan yürüyemeyebiliyorsun. Ya da büyük aşkların gerisinde bir boşluk kalıyor ki yürütmüyor.

Şairin dediği gibi
"Bir gün gelir o boşluk doldu sanırsınız
Oysa o boşluğu dolduran sizin eksilmenizdir
Gün gelir bir gün başka bir mevsim,
başka bir takvim başka bir ilişkide o eski ağrı geri teper
Dilerim geri teper.
Yoksa gerçekten bitmişsinizdir. "

Bu yolun sonun da artık inanmanın fikri bile yorar. Yeniden sevmek dilinizin ucuna gelen ama asla söyleyemediğiniz bir şarkı gibidir.
Belki de en zoru artık sevememektir.

Dalgakıran Şarkısında geçtiği gibi



Eylem Aktaş-Dalgakıran


"Aşk herkesi kırar biraz, eksilmesin acısı şükret."